Hallac-ı Mansur ve Felsefesi

Hallac-ı Mansur'un Kişiliği Hakkında

    Hallac-ı Mansur, yaşadığı dönemden bugüne kadar sözleri, hayatı ve ölümüyle büyük tartışmalara sebep olmuş bir alimdir(?). Halen İslam'daki yeri tartışılmaktadır. Ancak geçmişin aksine insanlar felsefesini biraz daha anlamaya başlamış, aleyhinde söz söyleyenlerin sayısı biraz daha azaldı. Dönemindeki insanlara göre Hallac bir takım tasavvufi halleri  bulunan, ancak "ermiş" olarak nitelendirilemeyecek birisi olduğunu düşünüyordu. Kimilerine göre ise İslam'a ve felsefesine zıt düşen bir çok sözü vardı. Sonraki başlıkta onlardan da bahsedeceğim. Büyük çatışmalar ve spekülasyonlarla yaşadığı hayatı daha sonra Yunus Emre'nin, Seyyid Nesimi'nin şiirlerine konu olacak şekilde uzuvlarının kesilip idam edilmesiyle son buldu.

Felsefesi

    Hallac-ı Mansur zamanında her kesimden insanı etkileyecek davranış ve sözlerde bulunuyordu. Bu yüzden kimi Sünniler Sünni olduğunu, kimi Şiiler ise Şii olduğunu iddia etmiş. Ancak yukarıda bahsettiğim  gibi onaylanması mümkün olmayan bazı sözler söylediği de iddia ediliyordu. Örnek vermek gerekirse Kur'an-ı Kerim gibi bir eseri kendisinin de yazabileceğini söylediği ölümünden sonra iddia edilmişti. Sonra gelen alimler onu Vahdet-i Vücud öğretisinin temsilcisi olarak görse de, Hallac'ın "Fi ve An" öğretisi bu öğretiden farklı olup, her şeyin Allah'tan olduğunu savunur. Bu öğretinin örneği olan "En-el Hak" sözü, Hallac'ın en bilinen sözü olup, onu idama götüren söz olduğu da söylenir.  En-el Hak sözünün Türkçe çevirisi "Ben Hakk'ım" ya da " Hak'tan gayrı değilim" olabilir. Bu sözle kastedilmek istenen kişinin Tanrı ile birleştiği, varlığının Tanrı'nın varlığı içinde yok olduğu olarak düşünülebilir. Bu düşünce İslam'da Şems-i Tebrizi'nin de savunduğu Hulul düşüncesine işaret eder. Hallac Hulul anlayışında Adem'in yaratılışının Tanrı'nın suretinin vücud bulması olarak gördüğünü savunur. Bu sözler Platon felsefesinden etkilendiğinin de bir kanıtı olabilir. Hulul anlayışındaki ikinci temel nokta ise Hz.Muhammed'in iki sureti olduğudur. Bunlarda biri ezeli olan, diğeri ise beşer bir peygamber olduğudur.  Birinci suretinde, Hz.Muhammed'in Adem'den de evvel var olduğunu hala da var olduğu savunur. Onun Tanrı'dan bir parça olarak Dünya'ya geldiğini söyler. Bu anlayışta Hz.Muhammed'i bütün varlıklar ve peygamberlerden de üst bir mertebeye yerleştiren Hallac, bütün varlıkların Tanrı'dan parça taşığını savunur. Bu anlayış Hristiyanlıktaki Hz.İsa ile Tanrı'nın hulûl anlayışının bütün varlığa yayılması gibi düşünülebilir. Bu bakış açısının İslam'daki doğruluğu tartışılması gereken bir konudur. Tevhid ilkesinin felsefik bir yorumudur.
En bilinen felsefesi En-El Hak'ın dışında her şeyin zıttıyla var olduğunu dile getirmesi, Heraklitos'un felsefesiyle bağdaşır. 

Ölümüne "En-El Hak" sözünün neden olduğu iddia edilse de Hac ibadetiyle çatışan sözleri (Hac yapamayacak durumdaki kişinin evinde bir takım ibadetler ile Hac yapmış sayılacağı) nedeniyle idam edilmiştir. İdamının dini boyutu hala tartışılmaktadır. Kimilerine göre idamı sadece siyasi entrikaların bir sonucuydu. Öyle ki Hallac kölelerin özgürlüğünü de içine alan, Abbasi halifesi ve devletine karşı gelen düşüncelere sahipti. Ne yazıkki bu şekilde can veren bir çok insan ve alim var Halifelikler tarihinde.

Sonuç olarak Hallac'ın İslam düşüncesi ve yorumu kesinlikle üzerine düşünülmeye ve  tartışmaya açık olan bir noktadır. Ancak felsefi boyuttaki yaklaşımları, İslam felsefesine getirdiği farklı yorumların üzerine düşünülmeli, incelenmelidir. Ön yargı ile yaklaşıp tamamen dinsizlik ya da olması gereken şeklinde yorumlanmamalıdır.

Münkirin gıdası Hakk’tan kesildi
Nesimi yüzüldü Mansur asıldı
Dünya yedi kere doldu, ıssıldı
Dolduran Muhammed eken Ali’dir
(Pir Sultan Abdal)


Bu yazımda okuduğum bir kitaptan sonra Hallac-Mansur ile ilgili yaptığım araştırmaları yazdım. Sonraki yazımda görüşmek üzere :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Denizaşırı Online Staj Deneyimim - 1

Bir Ömür Nasıl Yaşanır (İlber Ortaylı) -Kitap İncelemesi-