İstanbul’da Öğrenci Olmak



İstanbul’da öğrenci olmak çoğu lise öğrencisinin hayalidir. Benim de aynı şekildeydi. Şu anda Boğaziçi Üniversitesi Sarıtepe Kampüsü’nde hazırlık öğrencisiyim. Buraya geleli 3 ay gibi bir süre oluyor. Anadolu’daki orta büyüklükte bir ilden geldim. Daha önce de tatil dışında İstanbul’da yaşama fırsatım olmamıştı. Bu 3 aylık süreçteki gözlemlerimle “Öğrenci” gözünden yıllardır anlatılan şeylere güncel bir yazı da ben eklemek istedim. Yazımı bi kaç ana başlık altında toplayarak ilerleteceğim.



ULAŞIM:
Ulaşım genel olarak İstanbul’daki en önemli problem olarak görülüyor. Özellikle Ankara, İzmir gibi nispeten büyük illerden gelmeyenlerin gözünü korkutabilir. Benim kampüsüm merkeze olabildiğince uzak bir noktada yer alıyor. Bu yüzden bu konuda geniş bir inceleme yapabilirim. Genelde Beşiktaş, Hisarüstü, Taksim, İstiklal, Eminönü’ne gidip geliyordum 3 aydır. Yalnızca bir sefer karşıda Kadıköy’e gittim (Beşiktaş’tan vapur ile). Kampüsüm uzak olsa bile ben çoğunlukla metroyu kullanmaya çalışıyorum ve bence çooook rahatlatıyor ulaşımı. Otobüsle 90 dakikada alacağınız yolu 30 dakika gibi bir sürede alabiliyorsunuz. Kadıköy’e de vapurla ulaştım ve o da 15 dakika gibi bir sürede merkezden merkeze ulaştırıyor. Bu yüzden benim şehrimde her yer en fazla 30 dakika olsa bile buradaki ulaşım en azından metro veya vapurla çok büyük dert olmuyor . Özellikle son dönemde gelen öğrenci indirimiyle çok makul fiyata kullanabiliyorsunuz toplu ulaşımı. Bu yüzden araba kullanmak; metro, Marmaray gitmeyen ücra yerlere gitmek gibi bir amacınız yoksa İstanbul’da ulaşım fazla zorlamıyor.



YEME-İÇME:
Ulaşımdaki ucuzluk ne yazık ki bu alanda pek geçerli olmuyor. Zincir restoranları tercih ettiğiniz sürece fiyat farkı olmayacak ama benim gibi farklı tatlar ve mekanlar keşfetmek isteyen biriyseniz, fiyatlar biraz fazla gelebilir. Genelde okulumda öğünlerimi alıyorum ancak dışarıda olduğum zamanlar farklı mekanlarda da yiyorum. Benim şehrime göre çeşit ve mutfak sayısı çooook fazla. Bu İstanbul’un en sevdiğim yanı😋. Dünya mutfağından hangisini isterseniz bulabilirsiniz. İçecek olarak da genel olarak çok fazla kafe veya pub var. Genelde çoğu aynı konseptte ama keşfedilmeyi bekleyen çok hoş mekanlar da var.



TURİZM:
Bundan burada uzun uzun bahsetmeme gerek yok sanırım. En azından sadece tarihi yarımadayı bile tamamen gezmek günlerinizi alır. Ben haftada bir çıkıp görmediğim yerleri geziyorum. Müzeler, kiliseler, camiler…
Gezmenin dışında konserler, tiyatrolar gibi çok fazla kültürel aktiviteler de mevcut. Bu tarz etkinliklerden zevk alıyorsanız asla sıkılmayacağınızı rahatlıkla söyleyebilirim. Ayrıca turistlerle iletişime geçmek de dilinizi geliştirmek için çok büyük bir fırsat 



Aklıma geldikçe eklemeler yapacağım.

06.12.2019

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Denizaşırı Online Staj Deneyimim - 1

Hallac-ı Mansur ve Felsefesi

Bir Ömür Nasıl Yaşanır (İlber Ortaylı) -Kitap İncelemesi-